The following article may be found under :
türk aynstayni
Oktay Sinanoglu Kitabi
Söylesi: E. Caykara
©Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Istanbul, Turkey, 2002.

Note: This text uses Unicode UTF-8 inserts.
It may not print correctly under ASCII systems,
depending on the printer and/or its setup.
This text will be presented in German and in English in a few weeks.

Oktay Sinanoğlu

HEP BUGÜN VE YARINLA MEŞGUL OLDUM Geriye bakmak âdetim değildir. Hep bugün ve yarınla meşgul oldum. Onun için geçmiştekileri anlatmaktan memnun olduğumu söyleyemem. Ayrıca kendimden bahsetmek de anlayışıma aykırı. Bir dergi, gazete, radyo veya TV soyleşı yaptığı zaman kendimi, hatta özel hayatımı anlatmamı isterler. Bunu hiç yapmam ve derim ki: "Ben sizinle bu söyleşiyi, halkımıza, gen çlerimize bazı önemli meseleleri, Batı’nın Türkiye’nin başına yıllardır sinsi sinsi ne çoraplar örmekte olduğunu, bunlara karşı nasıl tedbir almamız gerektiğini, bilimde, teknikte, eğitimde, ve hatta, bunların hepsinin temelde dayandığı dış siyasette Türkiye’nin nasıl kendine özgü hedefleri olabileceğini, oralara doğru, dünyadaki güçler arasında denge sağlayarak nasıl hem küresel, hem de bağımsız, onurlu, şerefli, ulusumuzu köle olmaktan koruyacak, refaha ve huzura kavuşturacak bir yolda yürü yebileceğimizi, bugünkü vahim durumumuzdan sıyrılmak için yeniden Kuvayı Milliye ve Atatürk ruhunu nasıl canlandırmamız gerektiğini duyurmak için yapıyorum." İşte bu kitabın hazırlanmasına, önümde yığılmış bilimsel araştırmalar için sarf edilmesi gereken zamandan ödünç alma pahasına razı oluşum da öyle. Gençlerin hem bilim yolunu tutmada, hem de önce ülkemiz ve ulusumuz, sonra insanlık için değer yaratmada, hızla ve dünyanın dört bucağında koşarken, ama sürekli temel hedeflere doğru giderken edindiğim deneyimleri, vardığım sonuçları kendi koşularında yararlı bulacaklarını sanıyorum. Haysiyetine, kendi kaderini kendisi belirleme azmine, cihanda hak ettiği şerefli, itibarlı yerine yeniden kavuşmuş bir Türkiye temennisiyle. Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu          11 Mayıs 2001 Cuma, Mühürdar, İstanbul

    I have always busied myself with 'today' and 'tomorrow'.


Translation: G. Coban (Turkish-German), U. Anders (German-English)

To look back is not my way of thinking. I have always busied myself with 'today' and with 'tomorrow'. Therefore : To tell of the past does not fullfill me with any satisfaction and, apart from this, it is also against my views. If a journal, a newspaper, a radio station asks me for an interview, they always want me to talk about myself and/or my private life. That I never do. Instead of this I say: "I agree to this conversation with you in order to speak, through you, in this manner with our people, our youth - there is indeed a multitude of important topics : about the hideous intrigues the west for many years is producing concerning Turkey, about how we can start to take the proper means against this : be that in the sciences, in technology, in education or even in this all-important field of foreign politics, about how Turkey may claim its own free goals, looking for an equilibrium between the world powers, to shield our nation, independenly and with honour, from slavery - we may indeed reach a carefree and comfortable way to escape from the present earnest situation, to awaken new forces for the nation and for the Atatürk memory - all that I want to proclaim."

    Ich habe mich immer mit dem 'heute' und dem 'morgen' beschäftigt.

Translation: G. Coban

Zurückzublicken ist nicht meine Art. Ich habe mich immer mit dem 'heute' und dem 'morgen' beschäftigt. Deshallb : Vergangenes zu erzählen erfüllt mich nicht mit Zufriedenheit, außerdem ist es gegen meine Anschauung. Führt eine Zeitschrift, eine Zeitung, das Radio ein Interview mit mir, dann wollen sie immer, daß ich etwas über mich und/oder über mein Privatleben erzähle. Das mache ich nie. Stattdessen sage ich : "Ich führe über Sie diese Unterhaltung mit unserem Volk, unserer Jugend - es gibt manch wichtige Themen: was der Westen der Türkei gegenüber seit Jahren für heimtückische Intrigen schmiedet, wie wir dagegen geeignete Maßnahmen ergreifen können : in der Wissenschaft, in der Technik, in der Bildung und sogar an diesem umfassenden Grundpfeiler, der Außenpolitik, wie die Türkei eigene freie Ziele dahin gehend haben kann, zwischen den Weltmächten Gleichgewicht sichernd, sowohl unabhängig als auch ehrenvoll unsere Nation vor Sklaverei schützend - wir können einen sorgenfreien und behaglichen Weg erreichen, aus unserer heutigen ernsten Lage zu entkommen, neue Kräfte für die Nation zu wecken und für die Atatürk-Seele, die wir wieder beleben müssen - - all das möchte ich verlauten lassen."